20 Şubat 2014 Perşembe

Gidebilememe

Bugünü saymazsak elde kaldı 1 Perşembe, 1 Cuma, 1 Cmts, 1 Pazar …1 ÇarşambaL

Elimde kalan bu değerli günlerimi nasıl değerlendireceğimi çok iyi biliyorum. İstanbul’un bütün güzel yemeklerini yiyip, bütün sokaklarında dolaşıp, bütün denizini içime çekip, bütün zamanımı ailemle geçirerek J

Çin’e ilk defa gitmiyorum  ama sanki bi tuhaf hissediyorum kendimi.  Gitmek istiyorum ama sanki gitmemek de  istiyorum. Kalırsam napıcam ki diye düşünüyorum da gidersem napıcamı biliyorum aslında.  Gidicem ve iyiki gitmişim dicem buna eminim. Kendimi filan kandırdığım yok, gerçekten öyle olacak.. Şu gitme kısmını bir atlatırsam tamamdır, gerisi gelir.

Aslında sorun olan gitmek değil gidememek :S  

佳楠







18 Şubat 2014 Salı

Ne Erken Çizgimizdin Sen Tsubasa :)

Öyle çok fazla futbol delisi filan değilim. Sadece 24 saat futbol izlenen bir evde geçirdim çocukluğumu. Babam öyle çok fazla izlemezdi ama erkek kardeşim için futbol olsun da kim oynarsa oynasındı. Çok sinir olurdum Tv’de her daim maç izlemesine. Ne sevdiğim diziyi izleyebilirdim ne de başka bi şeyi. Buna çözüm bulduk tabi sonradan. Anlatırım başka bi zaman J

Maç izlemek zorunda kala kala yavaştan işlemeye başladı futbol kanıma. Mahallede bütün kuzenler, arkadaşlar toplanır maç yapardık. Tsubasa izlemek için sabahın 6sında uyanır, tv karşısına kurulurduk. 2002 dünya kupasında lise 1deydim. Maçlar sebebiyle okuldan erken çıkmamıza izin verilirdi. Eve bi hışımla gider, nasıl büyük bir heyecan ve keyifle maçları takip ederdik ailecek. Atılan goller karşısındaki mutluluğumuzu anlatmaya gerek var mı bilemiyorum. Fb –gs derbilerinin hayati önemi vardı benim için o zamanlar. Dualar ederdim Allah’ım nolur FB kazansın, nolur nolur nolur diye. Totemler yapardım. Çok enteresan zamanlardan geçtik. Ben bi kız çocuğu olarak böylesine futbola takmam nedendi bilemiyorum.

Büyüdüm. Üniversite için başka şehre gitmem gerekti. Üni. bitince master için başka bi ülkeye gitmem gerekti. Uzak kaldım kardeşimden, evimden, tv’den, mahalleden..Unuttum yavaştan..Alıştım sonra..Olmasa da olurmuş dedim , oldu. Ama hala iyi bir Fb taraftarıyım. İyi ki bu takımı tutuyorum diye gururlanıyorum kendimle.

Fenerbahçeli olmak dayanışmanın diğer adıdır, aşktır, hayattan zevk almaktır, saygı duymaktır, beraber olmaktır ve bunun için ayrıcalıktır  ya hani işte biz böyle güzel sebeplerden dolayı güzel taraftarız. Taraftar olarak da en güzel şeyleri hak ederken aptal saptal konularla ve yaratıklarla muhatap olduruyorsun ya bizi yönetim; hatan varsa cezalısın, büyük cezalısın gözümüzde ama biz olmadığına inanmak istiyoruz. Böylesi bir şeyi hak etmiyoruz çünkü biz.

Konu nerden başladı nerde bitti, pek bi değişik oldu farkındayım ama futbol varsa arada Fb de vardır orada :D Aaahh Tsubasa; bir bölümden bir bölüme az mı bekledi o top havada :)

Oldu mu içsel ? :) 

Hadi canım Allaa emanet, öperler :*



佳楠  

17 Şubat 2014 Pazartesi

RULES

Biliyorum bu ara çok fazla işsel konulardan gidiyorum ama napim gidilmeyecek gibi değil ki.. Bugün birazcık ofis kurallarımızdan bahsetmek istiyorum siz tatlı okurlara..

Mesai 8.30’da başlıyor. Servis sizi 7.45’te ofise bırakıyor.. Buçuğa kadar kahvaltını yap, güne hazır ol, 8.30 olduğunda işine koyul diye. Eğer ki 2 dk geç kalmışsan vay haline anında yok yazılıyorsun.. Evet yok yazılmak diye bi durum var. İmzanı atmamışsan 8.30’dan önce o gün yoksun :)

Gün içinde bir şeyler içme hakkın yok. Şöyle ki; çay saatlerin var. 10.00 ve 16.00 olmak üzere iki kez çay içebilirsin. Kahve filan içmek istersen , istememen gerektiğini öğretiyorlar önce sana. İlla içmeliyim diyorsan, bağımlıysan kahveye kendin  getirdiysen içebiliyorsun bu bahsettiğim saatler içinde. 12.30’da öğle arası başlıyor, 13.30’da günün ikinci yarısına doğru yol alıyorsun.

Cumartesi günler 09.00-12.00 arası mesai saati. Çay yok o gün, içmicen !
Hafta içi çıkış saatleri 18.00 ve sen son 10 dk kala tuvalete gidemezsin, yasak ! (emin değilim gerçekten böyle bir kural var mı ama her şeyi beklediğim için vardır diyorum)  18.00’da çıkamazsın ; işi bırakır, hazırlanırsın.. Hazırlanman da 5 dk sürse ( bilgisayar kapama, mont giyme vs ) en erken 18.05 gibi filan çıkabilirsin.

Şu anki çalıştığım yer için söylemiyorum ama patronları  anlamak zor dostum, zor ! Çalışanlar ofiste sabahlasın, gerekirse yatsın; yemesin içmesin hatta sıçmasın 24 saat çalışsın da çalışsın istiyorlar. Halbuki insan yerine koyabilseler karşısındakileri ne kadar da anlaşılabilir ve çözümlenebilir olacak her şey.  Ha hepsi mi böyle tabiki değil. Tabiki insana insan muamelesi yapanlar da var. Onlar da kazanıyorlar işte her açıdan.
Siz siz olun insan muamelesi görün J Olmayın sistemin ve insanların kölesi..

Diğer yazım işsel değil içsel olacak söz :* :)

Öperler.

佳楠



13 Şubat 2014 Perşembe

Dengeli Beyin

Acaba benim sağ beynim mi çalışıyor sol beynim mi çalışıyor diye düşünüp dururken internetin olanaklarından yararlanıp kendime beyin testi yaptım ve işte sonuç.. Beynimin iki tarafını da dengeli kullanıyormuşum. İki farklı test yaptım ikisinde de aynı sonuç çıktı valla. Hatta dengeli beyne sahip insanın davranışlarını okuduğumda ise %100 doğru dedim :)

Dengeli Beyin
Dengeli bir beyine sahipsiniz. bu çok nadir gerçekleşen bir kombinasyondur. pek çok insanın ağırlıklı olarak beyninin sağ ya da sol tarafı baskınken, siz her iki yarımkürenin de özelliklerini kullanabiliyorsunuz.

Çözülmesi gereken bir meseleyle karşı karşıya kaldığınızda, hem sağ hem sol tarafın gücünden yararlanabiliyorsunuz. Bu da sizi oldukça yaratıcı ve esnek bir düşünür yapıyor.Birine karmaşık bir süreci açıklamanız ya da bir olayı tüm detaylarına kadar planlamanız gerektiğinde, problemleri mantık çerçevesinde çözen sol beyin devreye giriyor. Bir sanat çalışmasını yorumlarken ya da tamamen orijinal bir fikir üretmeniz gerektiğinde ise sağ beyin gücünü gösteriyor.

İnsanların büyük bir çoğunluğundan farklı olarak siz, beynin var olan potansiyelinden gerçek verimi alabiliyorsunuz. Çünkü düşünme ve öğrenme işlemleri her iki tarafta da dengeli olarak kullanılıyor. Sizin gibi ender rastlanan insanlar, çok ince detayları bile kaçırmadan büyük resmi görebilmeyi, kuvvetli sezgilerle güçlü bir mantığı harmanlamayı, olaylara tarafsız bakabilmeyi çok iyi becerirler. Bu nedenle dengeli beyne sahip insanların adil ve önyargısız olma ihtimalleri de çok yüksektir. Kıvrak bir zekanın ürünü olan fikirleriniz, nesnelliğiniz, hayata bakış açınız ve empati kurabilme yeteneğinizle her zaman görüşleri alınan, danışılan ve aranan kişi oluyorsunuz.

Farkında olsanız da olmasanız da müthiş bir yazar olma potansiyeliniz var. Sağ beynin sunduğu sınırsız hayal gücü, kurgu kapasitesi ve yaratıcılık size bu alanda orjinallik kazandırabilir. Bütün bunlar sol beynin en büyük silahı olan üslup gücü ve düşünceleri eşsiz şekilde ifade ediş biçimiyle birleşince insanları atki altına almanız kaçınılmaz.


Dengeli beyne sahip olmanın tek dezavantajı, insanı bazen çok yüksek bir kararsızlığa itmesidir. Bunun nedeni her iki yarım kürenin de olayları kendi tekniğiyle çözmeye çalışmasıdır. 


佳楠


11 Şubat 2014 Salı

10 Şubat


Bütün 10 Şubat’lar güzel geçer. O gün karlı da olsa sokaklar, güneş mutlaka kendini gösterir. Bu 10 Şubat kendini daha da aşarak baharı yaşattı insanlara ama gel gör ki sayın okur, ben penceresiz ofiste mal gibi oturdum çok da bir işim olmadığı halde. Bastım isyanı kahrolsun bağzı şeyler diyerekten..

Ruhsal bir çöküntü içinde geçti canım kendimin doğum günü L Hem hava bu kadar müthişken bir köşede oturmak zorunda olduğum için hem de bu ara netleşmesi beklenen Çin’e gitme tarihim netleşmeye bu kadar yakın olduğu için. Ah bi anlasam ne istediğimi. Gitmek istediğim, çalışmak istediğim yerden uzaklaşıverdim bu aralar. Psikolojimle aram hiç iyi değil. Çelişkiler içindeyim :S Ama bugün daha iyiyim sanki. Daha alışmış daha gitmeye hazır.

Neyse konumuz bu değil. Konumuz 10 Şubat ve bu güzel günün bana ait olması. Sen de öyle misin sayın okur bilmiyorum ama kendimi çoğu zaman çok özel hissediyorum. Bunun için mutluyum. 27 yıldır biriktirmiş olduğum o kadar tatlı insanlar olmuş ki hayatımda kimse d.günümü öylesine kutlamak için aramadı beni dün. Gerçekten iyiki doğduğumu düşünen canım arkadaşlarım, öğretmenlerim ve ailem aradı. O kadar şanslı ve o kadar tatlıyız ki hepimiz iyiki doğduk, iyiki varız, iyiki tanıştık.. Hepinizi ve hepimizi çok seviyorum.

11.02.2014

佳楠