En
sevdiğim loş ışığım açıkken, sıcak su torbam ayaklarımı ısıtırken, Yasmin Levy
ruhuma dokunurken, tüten havalı tütsüm
odama nefis bir koku salarken ve bilgisayarımda word açıkken biraz sohbet etmek
geldi içimden ;)
Sanırım
yine saçmalamaya başlayacağım. Yandık :/
Maddeler
halinde şeyler yazacağım gibi hissediyorum. Madde madde geliyorum sana sıkı
dur. Her başlangıç farklı bir bakış.
Sıkıntı
bastı yemin ederim. Sebebi mükemmel internetimin durup durup şarkılarımın içine
ediyor olması. Söyletmedi kadını. Ne güzel de söylüyor susmasa..
Bu
arada regl halindeyim =) Şimdi ne gerek vardı bu bilgiye diyorsun biliyorum ama
ben bu haftaki yaşadığım duygu gelgitlerimden bahsetmek istiyorum sana. Ben aslında bu durumun beni hiç
etkilemediğini filan düşünürdüm önceden, çevremdeki arkadaşlarımın hallerini görünce.
Bazılarımızı aşırı gergin yapıyor bu durum. Bazılarımızı aşırı kırılgan,
bazılarımızı alıngan, bazılarımızı sarılgan :P Benim sadece bi kaç gün
öncesinden canım tatlı çekerdi geçerdi, ha bazen de avuç avuç tuz yemek
isterdim. Ama bu defa hiç biri olmadı. Sebepsiz ağlamaklar geldi gözüme gözüme.
Her şeye ama her şeye. Bir fotoğraf görüyorum ağlıyorum, bir vidyo izliyorum
ağlıyorum Nebilim dokunaklı bir fotoğraf olabilir bu, yaşlı bir insan fotoğrafı
olabilir ve ben çok yaşlanmış diye onun adına üzülmüş ve ağlamışımdır.
Dokunaklı bir vidyo izlemişimdir, ağlamışımdır, Tarkan'ın şımarık şarkısında bile
ağlamış olabilirim. Şu anda Yasmin Levy dinliyor (Kadın ruhuna dokunuyor
insanın) ve ağlamıyorsam bu durumu atlatmışımdır.net
Ah şu kadınlar ne kadar karmaşık ve de
tatlılar diiy mi? Biz olmasak dünya bombok bi yer olurdu bence. Biziz her şeyi
güzelleştiren. Dünya bizim sayemizde pembe, turkuaz,mavi, yeşil,kırmızı...
İtiraf edin..
Orhan
Veli'yi seviyorum. Özgürlük dolu şiirlerini , kuralsız yazışlarını.. Canım yaa
çok üzüldüm onun için. Sevgilisi Nahit Hn'a mektuplarını okudum da nasıl
hüzünlendim her mektubunda. Nahit hn biraz gıcıkmış bence. Kızdım ona. O zamanlar nasıl da yokluk varmış, imkansızlıklar
larlar lerler. 1940lar 50ler..O zaman doğanlar hala hayatta çok da eski
sayılmaz yani. Neyse işte şu an her şey çok mümkün kıymetini bilin derim.
Geçenlerde
uzuuuuunca bir yazı okudum. Hayata karşı pozitif olmalıymışız ki her şey
pozitif olsunmuş. Yatarken, kalkarken olmasını istediğiniz şeyleri aklınızdan
geçirirseniz (gerçekten konsantre olmak şart) olurmuş. Bana biraz saçma gelen
bir alay örnek vardı yazıda. Kadının biri çok kötü durumdaymış, işsizmiş de ama
içinden hep iyi şeyler geçiriyormuş. Bi gün yolda eski patronuyla karşılaşmış
adam buna iyi bir maaşla iş vermiş falan filan.. Ya inanmıyormuş gibi yazıyorum
şu an ama ben buna çok inanıyorum yani. İnanırsan, kalpten istersen, aklına
sokarsan olmayacak şey yoktur bence de. Yeter ki olumlu düşün, kendine çağır
istediğin her ne ise.Ben yapıyorum mesela, olmasını istediğim bir şey var, olduğunda
sizinle paylaşıcam ;) Siz de deneyin, beyin bedava :P Belki işinize yarar, tabi
buraya kadar sabredip okuduysanız :D
Önümüzdeki
10günüm bir hayli yoğun olacağa benziyor. Sonrasında da bir Hongkong yapıp
ardından İstanbul yollarına düşeceğim. Saçmalamama burada son veriyorum. Beni
dinlediğiniz, çektiğiniz, okuduğunuz için tşk ederim. Sizi çok seviyorum demek
isterdim ama insansınız ve sırf insan oluşunuz sizi sevmeme engel .. Bir gün
iyi şeyler yapmaya karar verirseniz (çocukları öldürmez, insan ayrımı yapmaz,
hayvanlara işkence etmez, doğanın dengesini bozmaz, beni insan olduğuma utandırmazsanız,
bencil olmazsanız, sadece kendinizi değil etrafınızdakileri de düşünürseniz...)
sizi seveceğimden şüpheniz olmasın. Hem o zaman şirinleri bile
görebileceksiniz.
12.01.2015
佳楠/ 汕头
İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar
geçiyor, derken,
Yükseklerden,
sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar
çekiliyor dalyanlarda;
Bir
kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u
dinliyorum, gözlerim kapalı;