12 Ocak 2015 Pazartesi

İşte Öyle Bir Şey


En sevdiğim loş ışığım açıkken, sıcak su torbam ayaklarımı ısıtırken, Yasmin Levy ruhuma dokunurken,  tüten havalı tütsüm odama nefis bir koku salarken ve bilgisayarımda word açıkken biraz sohbet etmek geldi içimden ;)

Sanırım yine saçmalamaya başlayacağım. Yandık :/

Maddeler halinde şeyler yazacağım gibi hissediyorum. Madde madde geliyorum sana sıkı dur. Her başlangıç farklı bir bakış.

Sıkıntı bastı yemin ederim. Sebebi mükemmel internetimin durup durup şarkılarımın içine ediyor olması. Söyletmedi kadını. Ne güzel de söylüyor susmasa..

Bu arada regl halindeyim =) Şimdi ne gerek vardı bu bilgiye diyorsun biliyorum ama ben bu haftaki yaşadığım duygu gelgitlerimden bahsetmek istiyorum sana.  Ben aslında bu durumun beni hiç etkilemediğini filan düşünürdüm önceden, çevremdeki arkadaşlarımın hallerini görünce. Bazılarımızı aşırı gergin yapıyor bu durum. Bazılarımızı aşırı kırılgan, bazılarımızı alıngan, bazılarımızı sarılgan :P Benim sadece bi kaç gün öncesinden canım tatlı çekerdi geçerdi, ha bazen de avuç avuç tuz yemek isterdim. Ama bu defa hiç biri olmadı. Sebepsiz ağlamaklar geldi gözüme gözüme. Her şeye ama her şeye. Bir fotoğraf görüyorum ağlıyorum, bir vidyo izliyorum ağlıyorum Nebilim dokunaklı bir fotoğraf olabilir bu, yaşlı bir insan fotoğrafı olabilir ve ben çok yaşlanmış diye onun adına üzülmüş ve ağlamışımdır. Dokunaklı bir vidyo izlemişimdir, ağlamışımdır, Tarkan'ın şımarık şarkısında bile ağlamış olabilirim. Şu anda Yasmin Levy dinliyor (Kadın ruhuna dokunuyor insanın) ve ağlamıyorsam bu durumu atlatmışımdır.net 

 Ah şu kadınlar ne kadar karmaşık ve de tatlılar diiy mi? Biz olmasak dünya bombok bi yer olurdu bence. Biziz her şeyi güzelleştiren. Dünya bizim sayemizde pembe, turkuaz,mavi, yeşil,kırmızı... İtiraf edin..

Orhan Veli'yi seviyorum. Özgürlük dolu şiirlerini , kuralsız yazışlarını.. Canım yaa çok üzüldüm onun için. Sevgilisi Nahit Hn'a mektuplarını okudum da nasıl hüzünlendim her mektubunda. Nahit hn biraz gıcıkmış bence. Kızdım ona.  O zamanlar nasıl da yokluk varmış, imkansızlıklar larlar lerler. 1940lar 50ler..O zaman doğanlar hala hayatta çok da eski sayılmaz yani. Neyse işte şu an her şey çok mümkün kıymetini bilin derim.

Geçenlerde uzuuuuunca bir yazı okudum. Hayata karşı pozitif olmalıymışız ki her şey pozitif olsunmuş. Yatarken, kalkarken olmasını istediğiniz şeyleri aklınızdan geçirirseniz (gerçekten konsantre olmak şart) olurmuş. Bana biraz saçma gelen bir alay örnek vardı yazıda. Kadının biri çok kötü durumdaymış, işsizmiş de ama içinden hep iyi şeyler geçiriyormuş. Bi gün yolda eski patronuyla karşılaşmış adam buna iyi bir maaşla iş vermiş falan filan.. Ya inanmıyormuş gibi yazıyorum şu an ama ben buna çok inanıyorum yani. İnanırsan, kalpten istersen, aklına sokarsan olmayacak şey yoktur bence de. Yeter ki olumlu düşün, kendine çağır istediğin her ne ise.Ben yapıyorum mesela, olmasını istediğim bir şey var, olduğunda sizinle paylaşıcam ;) Siz de deneyin, beyin bedava :P Belki işinize yarar, tabi buraya kadar sabredip okuduysanız :D

Önümüzdeki 10günüm bir hayli yoğun olacağa benziyor. Sonrasında da bir Hongkong yapıp ardından İstanbul yollarına düşeceğim. Saçmalamama burada son veriyorum. Beni dinlediğiniz, çektiğiniz, okuduğunuz için tşk ederim. Sizi çok seviyorum demek isterdim ama insansınız ve sırf insan oluşunuz sizi sevmeme engel .. Bir gün iyi şeyler yapmaya karar verirseniz (çocukları öldürmez, insan ayrımı yapmaz, hayvanlara işkence etmez, doğanın dengesini bozmaz, beni insan olduğuma utandırmazsanız, bencil olmazsanız, sadece kendinizi değil etrafınızdakileri de düşünürseniz...) sizi seveceğimden şüpheniz olmasın. Hem o zaman şirinleri bile görebileceksiniz.

12.01.2015
佳楠/ 汕头

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken,
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;