12. Bölüm
Off ne geceydi ama diye düşündüm tv nin karşısında harika ötesi şarabımı içerken. Anlamsız bir şekilde mutluydum. Hayır hayır anlamsız değildi olamazdı.. Eski sevgilim gelmiş ayaklarıma kapanmıştı, oh beter olsun iyi oldu. Anlamıştı kıymetimi ama malesef ki iş işten geçeli bir hayli olmuştu. Bu akşamın en bomba en yıldızlı olayı ise Taner'in evimde başka bir adam görmesiydi ve bariz kıskanmıştı. Gerçi ben o an şaşkınlıklar içinde kayboluvermiştim ama yine de kıskançlığı gözümden kaçmamıştı. Oley oley çok mutluydum. İçimden latin ezgileri içeren şarkılar dinleyip, dans etmek geliyordu. Nerden nereye; flash tv'den latin dansına geçişin öyküsüdür bu sayın okur :P
Ben böyle çamaşır suyu kokulu evimde, şarabın da etkisiyle hafif kafam güzelken kapı bir daha çaldı. "Açmicam" dedim kendi kendime. Her kimse tıklamaktan vazgeçmiyordu. Bi süre sonra Taner'in sesini duydum ama açmicaktım. Ne dicektim ki, hem ben onla konuşmuyordum. Bir kaç kere daha seslenince dayanamadım açtım " Kusura bakma ya uyuyakalmışım" dedim. "Gidelim mi" dedi. "Nereye" dedim. "Bilmiyorum nereye istersen" dedi. "Şimdi mi" dedim. "Şimdi" dedi. "Tamam ama bekleticem üstümü değiştireyim" dedim. "Tamam" dedi.
Yok yok benim kafam kesin güzeldi çaktırmamaya çalışsam da. Napıyordum ben böyle Allah aşkına. Bu adama hayır demem mümkün değildi, diyemiyordum. Ama çok da kızgındım. Benim daha önceden söylediğim yere gitmek istediğini söyledi." Ama orası için hava biraz soğuk gelebilir" dedim. "Hiç sanmıyorum" dedi. "Peki" dedim. Yolu tarif ediyordum, yol boyunca pek bir şey konuşmadık ve 40dk sürmedi gideceğimiz yere ulaşmak. Çok da soğuk değildi hava. Ve benim en sevdiğim masa boştu şansıma. "Buraya geçelim" dedim. Müthiş bir yerdi. Açık hava ama yukardan ısıtıcıları yerleştirmişler, şallar filan zaten veriliyordu ama bu akşam şala gerek yoktu o derece ılıktı hava. İstanbul a tepeden bakıyorduk , ayaklarımızın altında ışıl ışıl bir şehir vardı. Mekanda müthiş müzik yapan bir grup vardı, ben zaman zaman geldiğim için buraya, beni de tanıyorlardı az buçuk. Gözlerimizle selamlaştık grupla beni fark ettiklerinde. Taner " Harika bir yer burası, daha önce hiç gelmemiştim" dedi. "Normaldir siz daha yeni geldiniz İstanbul'a ; halbuki ben hep burdaydım; bildiğim daha çok harika yerler var "dedim. " Demekki beni oralara da götürüceksin zamanla dedi ve lütfen sizi bizi bırakalım iş dışında" diye de hatırlatma yaptı. Güldüm "peki"dedim. Müzik başladı arkada. Bu kadar duru gelebilirdi kulağa her bir enstrümanın sesi. Şarap söyledik. "Araba kullanacaksınız , (sizi bizi bırakalım demişti değiştirdim hemen) kullanacaksın istersen içme fazla sen" dedim. "Yok az içerim bir şey olmaz" dedi. "Ben evde de içtim, araba filan kullanamam en başından söyliyim" dedim gülüştük. Dün akşam için özür diledi," Pınar ve Şeyda nın geleceğini sonradan öğrendim gerçekten kötü oldu benim içinde. Ben ikimiz oluruz diye düşünmüştüm ama olmadı" dedi. "Önemli değil yine de eğlendik hepimiz" dedim yalandan yere. Sonra bana dün geceyle ilgili açıklamalar yaptı sürekli. Pınar çok sarhoş olmuş evi de karşıda olduğu için gitmesine müsaade etmemiş düşünceli eski sevgili. Bugün de akşama kadar uyudu heralde dedim. Yani akşam 5-6 uyanmak için baya bir geç değil mi dedim gülerek yine. Ama nasıl da sinirliydim ve bir açıklama bekliyordum. Hoşuna gitmişti Taner'in bu halim." Evet uyudu o saate kadar. Ben çoktan uyanmış çalışıyordum. Hatta bi ara senden müzik sesleri filan geliyordu sabah" dedi. "A evet bende temizlik yaptım bugün" dedim. Beraber mi uyudunuz diye sormak istiyordum ama soramıyordum.. " Beraber uyumadık" dedi birden. Şok oldum. Ne diyeceğimi şaşırdım. " Yani napabilirim, banane ki " diyebildim ancak. Güldü. "Bu akşamki misafirin kimdi diye sorsam" dedi. "Eski sevgilim" dedim. " Beni çok özlemiş, unutamamış, terk edip gittiği için de af diliyor" dedim. Baktı gözlerime "peki sonuç ne" diye sordu. "Affettim yeniden başladık" dedim. Suratı düştü, bir anda mutsuz oldu; yüzündeki merak yerini bedbaht bi hale dönüştürdü. Güldüm " Şaka yapıyorum, bir şey bitmişse bitmiştir, tekrarından hayır gelmez" dedim. Yüzünde yeniden güller açtı. Beni seviyordu, o kadar emindim ki. Belki de sevmenin ötesinde şeyler hissediyordu. Aynı benim gibi...
Bir çok şeyden bahsettik ve bir şişe şarabı da devirdik orda. En çok ben içtim. İyice kafam gitmeye başlamıştı ama çok mutluydum, çok rahat ve çok huzurlu. Arada bir de susup müziğe kulak veriyorduk. Nasıl da mutluydum. bu kadar duyguyu 2 güne nasıl sığdırmıştım anlayamıyordum ama oluyordu demek böyle şeyler. Birden "Sana dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim. Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim. Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim. Ama senden başka kimse duymayacak, kimse anlamayacak" dedi. "Anlamadım" dedim. Şiir sevmez misin dedi."Severim" dedim. "Tamam" dedi. Benim kafa gitmiş, aşığım zaten adama bir de böyle güzel şeyler duyunca daha da bir afallıyordum.
Kalkarken ben baya bir zorlandım. Taner girdi koluma yardım etti. O gayet iyiydi bütün şişeyi nerdeyse ben içmiştim çünkü :s Eve Taner in yardımıyla girdim. Vedalaşırken o kadar yakındı ki bana, sıcaklığını hissediyordum, ikimizin de kalbi küt küt atıyordu. Öyle bir şey oldu ki; bir çekim, bir elektrik, bir bir şey dudaklarımız birbirine değdi ve öpüştük kapının önünde. Zaman durdu bir süre.Sonra Taner " özür diledi öptüğü için". "Hayır saçmalama neden özür diliyorsun" dedim. "Bilmiyorum" dedi. "Hadi yat artık sen baya sarhoşsun" dedi. " Seninle uyumak istiyorum" dedim. "Bugün olmaz sarhoşsun, ayıkken benimle uyumak istemelisin" dedi. " Sarhoş olabilirim ama aklımı yitirmedim, bu zaten istediğim bir şey ve biliyorum sende istiyorsun" dedim. " Yarın konuşuruz" dedi. O evine geçti ben evime geçtim...
01.07.2014