23 Temmuz 2014 Çarşamba

Üfler Üfler


Merhaba sevgili herkescim. Farkettim de ben bayadır kendimli şeyler yazmıyorum. Hikayelere dalmışım gidiyorum. Kendimli şeyler yazayım o zaman bugün. Bugün diyorum ama gün bitti sayılır burda. Saat 8 pm. Önümüzdeki iki gün tayfun olacak dediler ama şimdiden başladı. Şiddetli gök gürültüsü altında ve ıslak bir şu anda yazıyorum bu yazımı. Bir taraftan da esen rüzgarın agaçların yapraklara verdiği hışırtıyı duyuyorum, 32 derece bir havada..Sırtıma ılık rüzgar veren vantilatörüm var bir de, sarı lambamın karşısında. 

Türkiye de ve hatta dünyada neler olup bittiğini tahmin etmeye bile tenezzül etmediğim zamanlardan geçiyorum. Dünya kupasının tek bir maçını bile izlemedim mesela. Ülkemde kim kimi boğazlamış, politikacı mallar napmış netmiş umrumda değil, bunları düşünecek enerjim yok. Hiç bişi bilmemek de güzel baya.. Kafam bomboş, teneke gibiyim; yastığa koyarken kafamı dandun diye ses çıkarıyor, boş olması sebebiyle.

Bazen aşırı mutluyum, bazen aşırı mutsuz; bazen aşırı heyecanlı, bazen aşırı heyecansız ; bezen aşırı istekli, bazen aşırı isteksiz; ha bazen de aşırı ortadayım. Neden böyleyim bilmiyorum ama benim yaratılışım aşırılıklar üzerine olmuş zaten. Belki de doğduğumda aşırı kar yağdığından ve aşırı soğuk olduğundandır :/ Aşırı kalabalık bir ülkede olmama rağmen aşırı yalnızlığım da bundan olsa gerek. Şu aralar bulunduğum yerdeki aşırı sıcaklardan bahsetmeme gerek yok sanırım, saati ve sıcaklık derecesini söyledim yukarda.

Biraz ara verdim ve şimdi burdayım tekrardan.Karışık meyveli falım çiğneyerek yağmuru izledim balkonda. Karanlıkta pek seçemiyordum ama yağıyordu sesinden anlıyordum. Sigara kullanan biri değilim ama canım sigara istedi. ( Yağmuru izlerken; bi taraftan sakız çiğneyip bi taraftan da bir tane sigara içermiş gibi yaptım aslında ama bunu size söylemek istemiyorum nedense :/ ) Sonra aklıma dolaptaki bira geldi. Sonsuz bi içme isteğiyle doluyum şu an ama içmicem bu gece Kadir gecesi diye. Dün de bu aşırı isteğimi gece gece içmemeliyim göbek yapar düşüncesiyle savmıştım. Yarın içerim heralde gündüz vakitlerde. Tayfun olacağı için evde mahsur kalıcam nasıl olsa.

Yaptığı her şeyden jet hızıyla sıkılan biri var karşında şu an. Su içmek için bardağı elime alıp ağzıma götürürken sıkılıyorum. Çok uzun bir yol gibi geliyor.. Sizi çok seviyorum şu an ama birazdan vazgeçebilirim bundan. Bana pek belli olmaz.

Aslında benim moralim bozuk. Sebebi haftalık burç yorumumun gerçek olmayışı :/

Şu an ne boktan bir yazı oldu diye geçiriyorum içimden ama yazdım bir kere. Silmem! Birazdan müthiş olmuş deme ihtimalim çok aşırı da ondan :*







23.07.2014
佳楠


13 Temmuz 2014 Pazar

Ah Bu Ben 13.Bölüm

13.Bölüm


Sabah musmutlu bir halde uyandım. Dün geceyi hatırladıkça gülmek geliyordu içimden. Kalktım gidip açtım müziği, dans ettim deliler gibi sabahın 8inde. Kapı çaldı. Bir baktım Taner. Utandım biraz görünce. Günaydınlaştık." Bi programın yoksa kahvaltı yapmaya gidelim mi" dedi. "Tamam" dedim. Kaçırır mıyım ben aylardır bu anı beklemişim.

Çok güzel bi yere getirdi beni. "Wayy sende buraya daha yenisin ama keşfettiğin baya güzel yerler de varmış" dedim. Gülüştük. "Bahar ciddi anlamda gelmeye başladı artık" dedim. "Evet Nisan ne dersin haftaya tatile gidelim mi iki günlük bir kaçamak bence iyi gelir, nefes almak gibi bişi olur bize" dedi. "Nereye" dedim. "Nereye istersen" dedi. "O zaman şöyle dağlık filan bir yer olsun" derken çoktan evet demiştim teklifine. Çok mutlu oldu.

Dün geceden bahsetmiyorduk hiç. Ne o ne ben. Sadece anı yaşıyorduk. O anlatıyor ben anlatıyorum. Sanki dün hiç bir şey olmamış ama bi taraftan da çok şey olmuş biz her şeyi aşmışız gibi bir durum vardı ortada.  Öğleden sonra kahvemizi de içtikten sonra eve döndük. "Akşam film izleyelim mi bende" dedim. "Tamam ne  izlicez" dedi. Bilmiyorum beraber seçeriz film arşivim çook geniştir" dedim. Merdivenlerden çıkarken Pınar la karşılaştık.Taner in kapısında bekliyordu." Aaa Pınar hayırdır noldu" dedi Taner. " Saatlerdir seni arıyorum telefonun çaldı çaldı açmadın sonra da kapattın telefonunu" dedi. Acaba gerçekten öyle mi yapmıştı diye bi kuşku kapladı içimi. " Öyle mi ben telefonu evde unutmuşum ya kusura bakma, önemli bir şey mi oldu" diye sordu. " Evet çok önemli konuşcaklarımız var" dedi ve beraberce eve girdiler. Şu kızı elime verseler hiç acımadan boğabilirdim..Nasıl da yılışık ve sürtük bir kız ya inanamıyorum. Bırakmıyor yapıştı adama .

Ben soyunup dökündükten sonra içime iyice kurt düşmeye başlamıştı. Acaba şu an napıyorlar diye düşünmekten yemediğim tırnağım kalmadı elimde. Pencereden baktım kimleri gördüm bilin bakalım. Kemal ve Melis bana geliyorlardı. Geldiler de. Melis " Nbr Nisan cım" diye girdi içeri. "İyi hayırdır" dedim ikisine de. Kemal'e " Biz senle her şeyi konuştuk ve sonuçlandırdık hala ne diye geliyorsun buraya" diye sordum. "Tamam Nisan kapandı o konu, biz buraya başka bir şey için geldik" dedi. Melis aldı konuşmayı devam etti " Bizim Ankara daki müzik grubundan arkadaşlar İstanbul a yerleşmeye karar vermişler ve hani senle bazen müzik dinlemek için gittiğimiz yer var ya (Taner le akşamki gittiğimiz yerden bahsediyordu) orayla anlaşmışlar, orda çalacaklar; kalıcak bir ev arıyorlar var mı bildiğin bir yer diye sana sorayım dedim" dedi. "İyi de Kemal ne alaka" dedim. Kemal atladı "biliyorsun ki bende o ekibin bi parçasıyım, 2. gitarcıyım ben" dedi. "Hı hı evet çok gereksiz enstrümansın" dedim. Melis" ya tamam aranızdaki her şey bitmiş böyle birbirinize laf sokmaya da devam etmeyin artık, arkadaş olarak devam edin olsun bitsin" dedi. "Tamam ben bir düşüneyim ev meselesini" dedim. Biraz daha oturduk, Kemal gitsin diye bekliyorduk ama bir türlü çıkmak bilmiyordu. Anlatacağım şeyleri anlatamıyordum. Melis en sonunda " ben en iyisi kalkim de şu da çıksın" dedi. Teşekkür ettim..

Çıktıklarında hala yan taraftan bir ses yoktu. İçim içimi yiyordu. Acilen bir şeyler yapmalıydım.Düşüncesizce gidip kapıyı çaldım Pınar açtı. "Taner bey yok mu bir şey soracaktım" dedim. "Duşa girdi, ne soracaktın bana söyle ben iletirim" dedi. Kalbim sıkışıyordu. Hiç bir şey demeden eve girdim. Arkamdan kapıyı çarptı sürtük karı, kırıldı sandım yemin ederim. O da Taner le aramda olan yakınlaşmanın farkındaydı ve beni rahatsız eden bir durum vardı ortada. Yine bunalım yine depresiftim. 

Derin bi nefes alıp, kendimi koltuğa doğru bırakıvermiştim; tv de saçmasapan kanallara bakıyordum, uyuyakalmışım.. Kapı çaldığında kendime geldim. Taner di gelen, yanında kimse yoktu. "E hani film izlicektik" dedi. Ben son derece suratsızdım. "Misafirin yok mu senin, gelmezsin diye düşünmüştüm" dedim. Gülümsedi ve sarıldı arkamdan sıkı sıkı; sanırım o an orda heyecandan ölebilirdim. "Sen bana beraber film izleyelim mi diye sorarsın da ben herkesi her şeyi, dünyayı durdurmaz mıyım, ne misafiri" diye fısıldadı kulağıma. Ona döndüm, baktım gözlerine; nasıl da tatlıydı ve de nasıl da rüya gibi. O an aklıma hemen Pınar cadısı geldi. "Eski sevgilin neden gelmiş" diye sordum. Büyü bozuldu o an, canı sıkıldı. "Bu akşam sadece seninle ilgili şeyler olsun istiyorum, film izleyelim" dedi. Her zamanki gibi "peki" dedim. Bu adama hayır demek mümkün değildi. Çok güzel bir film seçtik. Uzandık koltuğa,kollarındaydım ben. Dünyanın en huzurlu yerindeydim.

Film izliyorduk ikimizde ama sanki o beni izliyordu,bakışlarını hissediyordum, kalbinin atışını dinliyor, sıcaklığını duyuyordum. Nasıl bir büyüsü vardı böyle. İkimiz de uyuyakalmışız orda. Uyandığımda fark ediyorum. İşe gitme vaktiydi. Ben onu izlerken şapşal şapşal; gözlerini açtı hemen numara yapıyormuş. Rezil olmuştum. "Uyanık mıydın" diye sordum. "Hiç uyumadım ki " dedi. "Neden" dedim. "Seni izledim bütün gece, nefes alışını, kalp atışlarını dinledim" dedi. Bu adam napmaya çalışıyordu böyle Allah'ım, ağzı çok iyi laf yapıyordu ve ben her dakika daha da aşık oluyordum. "Geç kalıyoruz" dedim. "Bugün işe gitmek istemiyorum, lütfen sen de gitme" dedi. "Bütün gün burda yatalım, gözlerin bana baksın böyle ben de seni izliyim" dedi. "Peki" dedim ve dayanamadım öptüm. O da beni öptü. İşten gelen telefonlara ikimiz de bakmıyorduk. Ama Taner e bakmamız gerektiğini ve bir bahane bulmamız gerektiğini söyledim."Ne bahanesi"dedi. "Şu an heralde burda benimle olduğunu söylemeyeceksin" dedi. Şeyda'yı aradı ve aynen şunları söyledi. " Şeyda merhaba, ben bu hafta olamayacağım, Nisan Hn'la iş seyahatine çıkıyoruz ancak bir kaç gün sonra dönebileceğiz lütfen önemli randevularımı hafataya al" dedi. Ben şok oldum. "Naptın sen" dedim. "Seni açıklama yapmaktan kurtardım" dedi ve kucağına alıp çevirmeye başladı beni. Başım öyle dönüyordu ki, bu dünyada değildim sanki. Çok mutluydum hatta o kadar mutluydum ki; o an dünyada sadece 2miz vardık sanki.

1 Temmuz 2014 Salı

Ah Bu Ben 12.Bölüm


12. Bölüm


Off ne geceydi ama diye düşündüm tv nin karşısında harika ötesi şarabımı içerken. Anlamsız bir şekilde mutluydum. Hayır hayır anlamsız değildi olamazdı.. Eski sevgilim gelmiş ayaklarıma kapanmıştı, oh beter olsun iyi oldu. Anlamıştı kıymetimi ama malesef ki iş işten geçeli bir hayli olmuştu. Bu akşamın en bomba en yıldızlı olayı ise Taner'in evimde başka bir adam görmesiydi ve bariz kıskanmıştı. Gerçi ben o an şaşkınlıklar içinde kayboluvermiştim ama yine de kıskançlığı  gözümden kaçmamıştı. Oley oley çok mutluydum. İçimden latin ezgileri içeren şarkılar dinleyip, dans etmek geliyordu. Nerden nereye; flash tv'den latin dansına geçişin öyküsüdür bu sayın okur :P

Ben böyle çamaşır suyu kokulu evimde, şarabın da etkisiyle hafif kafam güzelken kapı bir daha çaldı. "Açmicam" dedim kendi kendime. Her kimse tıklamaktan vazgeçmiyordu. Bi süre sonra Taner'in sesini duydum ama açmicaktım. Ne dicektim ki, hem ben onla konuşmuyordum. Bir kaç kere daha seslenince dayanamadım açtım " Kusura bakma ya uyuyakalmışım" dedim. "Gidelim mi" dedi. "Nereye" dedim. "Bilmiyorum nereye istersen" dedi. "Şimdi mi" dedim. "Şimdi" dedi. "Tamam ama bekleticem üstümü değiştireyim" dedim. "Tamam" dedi.

Yok yok benim kafam kesin güzeldi çaktırmamaya çalışsam da. Napıyordum ben böyle Allah aşkına. Bu adama hayır demem mümkün değildi, diyemiyordum. Ama çok da kızgındım. Benim daha önceden söylediğim yere gitmek istediğini söyledi." Ama orası için hava biraz soğuk gelebilir" dedim. "Hiç sanmıyorum" dedi. "Peki" dedim. Yolu tarif ediyordum, yol boyunca pek bir şey konuşmadık ve 40dk sürmedi gideceğimiz yere ulaşmak. Çok da soğuk değildi hava. Ve benim en sevdiğim masa boştu şansıma. "Buraya geçelim" dedim. Müthiş bir yerdi. Açık hava ama yukardan ısıtıcıları yerleştirmişler, şallar filan zaten veriliyordu ama bu akşam şala gerek yoktu o derece ılıktı hava. İstanbul a tepeden bakıyorduk , ayaklarımızın altında ışıl ışıl bir şehir vardı. Mekanda müthiş müzik yapan bir grup vardı, ben zaman zaman geldiğim için buraya, beni de tanıyorlardı az buçuk. Gözlerimizle selamlaştık grupla beni fark ettiklerinde. Taner " Harika bir yer burası, daha önce hiç gelmemiştim" dedi. "Normaldir siz daha yeni geldiniz İstanbul'a ; halbuki ben hep burdaydım; bildiğim daha çok harika yerler var "dedim. " Demekki beni oralara da götürüceksin zamanla dedi ve lütfen sizi bizi bırakalım iş dışında" diye de hatırlatma yaptı. Güldüm "peki"dedim. Müzik başladı arkada. Bu kadar duru gelebilirdi kulağa her bir enstrümanın sesi. Şarap söyledik. "Araba kullanacaksınız , (sizi bizi bırakalım demişti değiştirdim hemen) kullanacaksın istersen içme fazla sen" dedim. "Yok az içerim bir şey olmaz" dedi. "Ben evde de içtim, araba filan kullanamam en başından söyliyim" dedim gülüştük. Dün akşam için özür diledi," Pınar ve Şeyda nın geleceğini sonradan öğrendim gerçekten kötü oldu benim içinde. Ben ikimiz oluruz diye düşünmüştüm ama olmadı" dedi. "Önemli değil yine de eğlendik hepimiz" dedim yalandan yere. Sonra bana dün geceyle ilgili açıklamalar yaptı sürekli. Pınar çok sarhoş olmuş evi de karşıda olduğu için gitmesine müsaade etmemiş düşünceli eski sevgili. Bugün de akşama kadar uyudu heralde dedim. Yani akşam 5-6 uyanmak için baya bir geç değil mi dedim gülerek yine. Ama nasıl da sinirliydim ve bir açıklama bekliyordum.  Hoşuna gitmişti Taner'in bu halim." Evet uyudu o saate kadar. Ben çoktan uyanmış çalışıyordum. Hatta bi ara senden müzik sesleri filan geliyordu sabah" dedi. "A evet bende temizlik yaptım bugün" dedim. Beraber mi uyudunuz diye sormak istiyordum ama soramıyordum.. " Beraber uyumadık" dedi birden. Şok oldum. Ne diyeceğimi şaşırdım. " Yani napabilirim, banane ki " diyebildim ancak. Güldü. "Bu akşamki misafirin kimdi diye sorsam" dedi. "Eski sevgilim" dedim. " Beni çok özlemiş, unutamamış, terk edip gittiği için de af diliyor" dedim. Baktı gözlerime "peki sonuç ne" diye sordu. "Affettim yeniden başladık" dedim. Suratı düştü, bir anda mutsuz oldu; yüzündeki merak yerini bedbaht bi hale dönüştürdü. Güldüm " Şaka yapıyorum, bir şey bitmişse bitmiştir, tekrarından hayır gelmez" dedim. Yüzünde yeniden güller açtı. Beni seviyordu, o kadar emindim ki. Belki de sevmenin ötesinde şeyler hissediyordu. Aynı benim gibi...

Bir çok şeyden bahsettik ve bir şişe şarabı da devirdik orda. En çok ben içtim. İyice kafam gitmeye başlamıştı ama çok mutluydum, çok rahat ve çok huzurlu. Arada bir de susup müziğe kulak veriyorduk. Nasıl da mutluydum. bu kadar duyguyu 2 güne nasıl sığdırmıştım anlayamıyordum ama oluyordu demek böyle şeyler. Birden  "Sana dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim. Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim. Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim. Ama senden başka kimse duymayacak, kimse anlamayacak" dedi. "Anlamadım" dedim. Şiir sevmez misin dedi."Severim" dedim. "Tamam" dedi. Benim kafa gitmiş, aşığım zaten adama bir de böyle güzel şeyler duyunca daha da bir afallıyordum.

Kalkarken ben baya bir zorlandım. Taner girdi koluma yardım etti. O gayet iyiydi bütün şişeyi nerdeyse ben içmiştim çünkü :s Eve Taner in yardımıyla girdim. Vedalaşırken o kadar yakındı ki bana, sıcaklığını hissediyordum, ikimizin de kalbi küt küt atıyordu. Öyle bir şey oldu ki; bir çekim, bir elektrik, bir bir şey dudaklarımız birbirine değdi ve öpüştük kapının önünde. Zaman durdu bir süre.Sonra Taner " özür diledi öptüğü için". "Hayır saçmalama neden özür diliyorsun" dedim. "Bilmiyorum" dedi. "Hadi yat artık sen baya sarhoşsun" dedi. " Seninle uyumak istiyorum" dedim. "Bugün olmaz sarhoşsun, ayıkken benimle uyumak istemelisin" dedi. " Sarhoş olabilirim ama aklımı yitirmedim, bu zaten istediğim bir şey ve biliyorum sende istiyorsun" dedim. " Yarın konuşuruz" dedi. O evine geçti ben evime geçtim...

01.07.2014
佳楠

Ah Bu Ben 11. Bölüm

11.Bölüm


Bugün günlerden çamasır suyu diyerek kalktım yataktan. Mutsuz oldugum zamanlarda bana iyi gelen tek şey temizlikti. Temizlik topuzumu yapıp işe koyulmaya yatak odamdan başladım. Pencereleri açtım önce.Bahar  kendini göstermeye başlıyordu artık. Tam bir deniz kenarında kahvaltı havası vardı ama bugün temizlik yapılacaktı. Sonra belki çıkar bişeyler yaparım dedim kendi kendime. Müziği de son sesine kadar açtım oohh akşamki o halim kayboluvermişti. Tüm odak noktam evin her noktasını parlatmak olmuştu. Yatak odam, oturma odası, mutfak ( mutfağı temizlerken ayak üstü bir şeyler atıştırdım kahvaltı niyetine ), banyo derken hızımı alamayıp camları bile silmiştim. Tül perde yıkayıp, halıları silmiştim. Aman Tanrım neydi bu bendeki bitmez enerji, saat 4e geliyordu ben hala bir şeyler yapıyordum. Bir ara uzanayım dedim de ancak o zaman açlıktan ölmek üzere olduğumu fark ettim ve hiç bir yere gitmeye halim yoktu. Dışardan söylediğim yemeği beklemeye de sabrım olmadığından 2 yumurta kırıp, çayı koydum. Müthiş hızlı ve kurtarıcı yemeğim hazırdı 5 dk da.

 Kendime geldiğimde saat 5ti ve en son çöpleri evden çıkarmak kalmıştı. Kapının önüne bırakırken Pınar çıktı Taner in evinden. Aptal aptal gülerek "Merhaba Nisan nbr" dedi. "İyim Pınar hn siz" dedim son derece ciddi. Halbuki umrumda değildi nasıl olduğu.. Bu esnada Taner de çıktı arkasından, Merhaba dedi yarım yamalak kaçar bir ifadeyle. Gözlerini kaçırıyordu. " İyi akşamlar" dedim kapıyı suratlarına çarptım resmen. Sonra hemen pencereye koştum, beraber Taner'in arabasına atladılar ve kayboldular. Sinirden gittim flash tv yi açtım :/

Anlaşılan bu akşam evdeydim. Telefonum çaldı ben flash tv eşliğinde coşup, sinirlenirken. Kemal di. Açtım." Ne var" dedim. "Nisan neden böyle davranıyorsun, uzaticak mısın bu durumu sonsuza dek" dedi."Ne durumu ya , neden bahsediyordun sen" dedim. Zaten sinir tepeme çıkmış Kemal hat safhaya çıkmasına sebep olmuştu. "Aşağıdayım ben eğer sakinleşirsen gelip konuşmak istiyorum seninle" dedi. Pencereye koştum hakikaten de aşağıdaydı." Manyak mısın sen ya dedim akşam akşam". "Lütfen" dedi kıramadım lanet olsun. Geldi, ellerinde çiçekler. " Hayırdır" dedim. "Uzatma lütfen artık af diliyorum senden; sende biliyorsun ki biz bizsiz yapamayız". "Öyle bir şey yok, ben gayet de sensiz yapıyorum" dedim. "Kötü oldu ama" dedi. O anlatırken kapı çaldı. "Melis olabilir"dedim. Gittim Taner di. " Kusura bakma rahatsız ediyorum. Hani beni bi yere götürecektin ya gidelim mi "dedi. "Melis miymiş" diye Kemal arkamdan geldi. Taner Kemal'e bakakaldı, Kemal Taner'e bakakaldı, ben bi ona bi ona bakakaldım. Ortada saçmasapan bir bakakalmaktır gitti bir süre. Yaklaşma fiilini hiç bu kadar bir arada yaşamamıştım. Taner'e ne diyeceğimi şaşırdım. " Pardon misafirin olduğunu bilmiyordum" dedi. Kemal "artık biliyorsun" dedi bas git dercesine. "İyi akşamlar başka zaman konuşuruz o zaman dedi" Taner. " İyi akşamlar" dedim.Ben şoktaydım, hangi duygu içinde olduğumu bile anlayamadım. Sevindim mi üzüldüm mü mutlu mu oldum mutsuz mu heyecanlı mıydım yoksa hiç mi bir şey di :s ...

"Kemal başka zaman konuşalım lütfen ya da şimdi ne söyliceksen söyle ve kapansın bu konu burda" dedim. "Seni seviyorum ben Nisan, bitirmemeliyiz bu şekilde" dedi. "Ya pardon da her şey senin istediğin gibi mi olacak ; sıkıldın ayrıldın terk eden sendin ben değildim hatırlatırım" dedim. "Biliyorum biliyorum çok pişmanım keşke hiç böyle bir şey olmasaydı ama oldu işte, önemli olan şu an değil mi" dedi. "Evet önemli olan şu an ve ben seni istemiyorum, alıştım sensizliğe ve bir daha da senli bir zaman dilimine girmek istemiyorum" dedim. "Çok acımasızsın, çok değişmişsin eskiden bu kadar kalpsiz değildin" dedi. "Hayır canım akıllandım diyelim biz buna istersen" dedim. "Peki öyle olsun ama sende bir gün dönmek isteyeceksin" dedi. "Ben bir yere gitmedim ki dönmek isteyeyim" dedim. "Peki" dedi ve çıktı.

01.07.2014
佳楠